Biyolojik çeşitliliği yok eden, insanda kanser, doğum kusuru ve sinir hasarına yol açan pestisit tehdidi, tarlalardan sonra kent merkezlerinde de alarm veriyor. Kent merkezlerindeki park ve bahçeler, yeşil alanlar ve spor sahalarında risk artıyor. Yabani otlar, böcekler, sivrisinekler, keneler, fareler gibi zararlıları kontrol etmek için sıkça kullanılan kimyasal bileşikler nedeniyle zehirlenme son 30 yılda 15 kat arttı. Uzmanlar “Bulgular son derece tehlikeli, pestisit kullanımı acilen azaltılmalı” diyor. Türkiye’de ise “Zehirsiz kentler” için harekete geçildi.
Biyolojik çeşitliliği yok eden, insanda kanser, doğum kusuru ve sinir hasarına yol açan pestisit tehdidi, tarlalardan sonra kent merkezlerinde de alarm veriyor. Kent merkezlerindeki park ve bahçeler, yeşil alanlar ve spor sahalarında risk artıyor. Yabani otlar, böcekler, sivrisinekler, keneler, fareler gibi zararlıları kontrol etmek için sıkça kullanılan kimyasal bileşikler nedeniyle zehirlenme son 30 yılda 15 kat arttı. Uzmanlar “Bulgular son derece tehlikeli, pestisit kullanımı acilen azaltılmalı” diyor. Türkiye’de ise “Zehirsiz kentler” için harekete geçildi.
ZEHİRSİZ KENTLER DOĞRU
Çözüm için Avrupa Pestisit Eylem Ağı ortaklığıyla “Zehirsiz Kentlere Doğru” adlı bir proje geliştiren Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, kentlerde kullanılan pestisit ve biyosidal ürünlerin azaltılması için harekete geçti. Projeyle, zehirli kimyasalın yerel yönetimlerce daha az kullanılmasını teşvik etmek amaçlanıyor. İlk adımda yerel yönetimler bilgilendirilecek, uzmanlarla durum analizi yapılacak ve anket çalışması gerçekleştirilecek.
ZEHİR HAYATIMIZIN HER ALANINDA
Derneğin genel müdürü Batur Şehirlioğlu, “Her geçen gün yeni bir kimyasalla karşılaşıyoruz ya da en az bir kimyasalın zararı ortaya çıkıyor. Tüm canlıların yaşamını tehdit eden pestisitler ve diğer kimyasallar hayatımızın her alanında… Bu pestisitler yalnızca tarlada ve gıdada karşımıza çıkmıyor. Örneğin sivrisinek mücadelesi esnasında sokakta, okulda, parkta ve evlerimizde dahi bu pestisitlere maruz kalınıyor” diyor.
Batur Şehirlioğlu
Proje danışmanı olan Biyosidal İş ve Çevre Sağlığı Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muhsin Akbaba ise halk sağlığını korumak ve geliştirmek için sivil toplum kuruluşlarının, belediyelerin, akademisyenlerin ve kamu kurumların iş birliği halinde çalışması gerektiğini düşünüyor. Akbaba, “Entegre mücadele çalışmalarını destekleyen, biyolojik ve biyoteknik mücadele yöntemlerini yaygınlaştırmaya çalışan belediyelerimiz var ve sayıları giderek artıyor” diyor.
Prof. Dr. Muhsin Akbaba
HEDEF 2 KAT
2021’i “Uluslararası Meyve ve Sebze Yılı” ilan eden Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre; kimyasala dayalı çiftçiliğin dünyanın gıda ihtiyacını karşılayabilecek bir seçenek olmadığı açık. Daha sağlıklı bir geleceğin anahtarı ise agro-ekoloji. FAO’nun son güncel verilerinde Türkiye, dünya sebze üretiminde dördüncü, dünya meyve üretiminde ise beşinci sırada yer alıyor. Uzmanlar, üretim potansiyeli yüksek olan Türkiye’de tarladan çatala uzanan sağlıklı gıdanın sürdürülebilirliğini çok önemli görüyor. Gelinen son noktada Türkiye’de organik tarım sektörü, 250’den fazla ürün çeşitliliğine ve 500 milyon euroluk bir hacme ulaştı. Hedef bu rakamı 2’ye katlamak. Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat hedefleri kapsamında ise 2030’a kadar pestisit kullanımının yüzde 50, gübre kullanımının ise yüzde 20 oranında azaltılması amaçlanıyor. Toplam ekilen alanların yüzde 25’inde organik tarıma geçiş hedefleniyor.
ÇOCUKLAR TEHLİKEDE
Ancak tedbirlerin artması ve uygulamaların hızlanması gerektiğini düşündüren bilimsel çalışmalar da var. İtalya’nın Güney Tirol eyaletinde yapılan son araştırma, kentlerdeki pestisit ve biyosidal tehlikesini ortaya koydu. 19 çocuk parkı, 4 okul bahçesi ve bir pazar yerinden 96 farklı çim örneği alındı ve incelendi. Çalışmaya göre; eyalette çocukların oynadığı alanların yüzde 45’inde pestisit kalıntısı tespit edildi. Numunelerde 32 farklı tarım zehiri bulundu. Bu zehirlerin yüzde 76’sı hormonal sistem bozucu pestisitler. Hormonal sistem bozucu pestisitler, kanser, cinsiyet gelişimi bozuklukları, cinsiyetsiz doğumlar, doğum anomalileri, sperm sayılarında azalma gibi çeşitli sağlık sorunlarına neden oluyor. Özellikle çocuklar, hormonal sistem bozucu pestisitlerden daha fazla etkileniyor. Daha önce de yabani otlar, böcekler, sivrisinekler, keneler, fareler gibi zararlıları ve hastalık taşıyıcıları kontrol etmek için sıkça kullanılan kimyasal bileşiklerin (pestisitler) zehirlenmeleri artırdığı belirlenmişti.141 ülkeden elde edilen veriler değerlendirilmiş ve pestisitten zehirlenen çiftçilerin ya da tarım işçilerinin sayısının dünya genelinde son 30 yılda 15 kat arttığı ortaya çıkmıştı.
Çağdaş Çetindemir’in haberi 26 Nisan 2021 tarihinde Sabah Gazetesi‘nde yayımlanmıştır.